Babasin Sen

Senai Demirci Babasın Sen
  
 Kız-Çocuğun-İlk-Aşkı-Baba.jpeg (297×157)
Sen Babasın
Sen babasın! kızının tazecik tebessümü dudağında halan gül gibi kıpkırmızı büyürken; araya ölçüsüz, araya zamansız, araya
insafsız uzakların girdiğine inanır mısın...?
İnanır mısın sen...? Kirpiklerin altında o kara gözler sımsıcak güneş gibi
bekleşirken can dolu bakışların nazlı göz kaçırmaların pencereden çekildiğine inanır mısın...?

Annesin sen! kucağında tatlı bir uykunun ninnisinde ana yüreğinden ödünç hayaller büyütür gibi kıvranmış o gövdenin hep
suskun hep sessiz kalacağına inanır mısın...?

Sen babasın! babasın sen! Babacığım deyişleri daha kulağımda yankılanırken kolayca kolayca bırakırmısın bir ölüm haberinin
ortasında biricik yavrucuğunu...?

Annesin sen! Oyuncak bebeleri minik elleri ile tatlı hayalleri ile yanyana dizdiğini farketmişsen dönüp dönüp dokunabilir misin
kızının ellerinin dokunduğu yerlere ? Ayağını bekleyen ayakkabılarını saçlarını özleyen tokalarını yüzünü gözleyen
aynaları bakışına hasret oyuncakları bir anda silebilir misin ömrün defterinden...?

Annesin sen! Kolayca mı çıkarırsın kırmızı çizmeleri yürüyesi ayaklarından yoksa acımadan sıyırır mısın kelebekli boncuklu
gömleğini büyüyesi omuzlarından. Saçlarından çekiverirken pembecik tokaları ellerine hiç hiç yüzün bulaşmaz mı...?

Babasın sen! hemencecik kolaycacık usulcacık itiverir misin avuçlarından üşümüş o küçük avuçları...? Her açıldığında bir
parça çikolata tadını sonsuz tebessümlere çeviren sınırsız seviçlere yücelten o avuçlara yeryüzünün bütün çikolatalarını
doldurmak istemez misin...? Yeter ki azıcık gülsün yeter ki az açsın gözlerini diye cılız da olsa son kerecik de olsa
babacığım desin anneciğim desin...

Annesin sen! Seni seviyorum demesine alıştığın sımsıcak öpüşlerini elinin altında bildiğin nazlı gülüşlerini kapının
ardında beklettiğin o dudakları apansız anlamsız suskunluğu gelip cümle sözleri anlamsızlığa onca işleri boşluğa itiverirse
dökülüvermez mi biriktirdiğin onca umut taşları gözünden dökülüvermez mi...?

Ah annesin sen! Bu kadar yakınken yüzü sana anne çığlığı bir kaç dakika önce varmışsa kulağına az önce vitrinde gördüğü
oyuncak için nazlanışı ayağını sürümesi hayalleri saçları gibi savurup elini elinden çekmesi sımsıcak hatırındaysa hala
yüzünü sesini gözünü uzaklara koymaya razı olur musun kolayca...?

Babasın sen! Kucağındaki o küçük cansız beden bir türlü farkına varamadığın doyasıya tartamadığın o şefkat boşluğunu yeniden
dolduruyorken daha bu sabah okşadım yüzünü derken şimdi bu ciddiyet nerden çıktı üzerine. Bu acılı an nasıl da gelip bizi
buldu derken rüyadan hemen uyanır gibi uyanacağına bunca inanmışken inanabilir misin onun artık ölü sayıldığına
inanabilir misin...?

Dünyanın en arsız en arzulu en ağlamaklı en çığırtkan dilencisi olmaz mısın onun yarımda kalsa bir nefesine uzaktan da
olsa tek bir bakışına hayat sözü vermese de göğsünün bir kerelik kıpırtısına dilenci olmaz mısın ?

Annesin sen! Acıkmış değil misin o müjdeye? Yavrun elsizken elinden tutan dili damağı yokken ağzına söz veren yüzü yokken
ona yüz veren saymayı akıl edemediğin kirpiklerini gözlerinin üzerinde bir bir ören saçlarının lülesine cennetten kokular
indiren Yaradan'dan gelecek kutlu müjdeye acıkmış değil misin...?

"vildanun muhalledun" müjdeler olsun sabredenlere.. Onlar ki biz Allah içiniz ve Allah 'a dönücüyüz derler ve severler. Bilirler
O çoçukları "vildanun muhalledun" onlar ki ebedi çoçuklar onlar ki sonsuz tebessümler...

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol