Hatirlayin

En Sevgiliye8 Hatırlayın (Hendek) 

HATIRLAYIN

Karanlık ve fırtınalı bir gece mevsim kış gece soğuk

Gökyüzünden yağmur gibi ok yağmakta

Medine-yi münevvere ayakta o günü hatırlayın adı hendek diğer adı aksa

Hendeğin öbür tarafında hayberlilerin kışkırtmasıyla onbinlere varan düşman

Bu tarafında üçbin müslüman baş komutan Rasul-i zişan

Müşriklerin başbuğu Ebu Süfyan ve iki kol Gatafanlılardan Fezare ve Mürre

Onlara da kendilerinden birer komutan

O günü hatırlayın

Muhacirlerin sancaktarı Zeyd bin Harise

Ensarın sancaktarı Sad bin Übade
 

Ve baş komutan Resul-ü Zişan

İşte Hendek’in tarafları bunlar

Bu savaşın bir tarafı daha var Gökyüzü Ordusu

Sancakları Saba rüzgârıyla dalgalanır

Onlar yeryüzünde yalnız Resulullah’ı tanır

Şimdi gözleri büyük melekte ve onlar iniş anını beklemekte

Evet, o günü hatırlayın, karanlık ve fırtınalı bir gece

 

Mevsim kış gece soğuk

Gökyüzünden yağmur gibi ok yağmakta

Medine-i Münevvere ayakta

İnen oklardan birinin hedefi Sad bin Muaz ve kesilen ana bilek damarı

Müşriklerden Amr bin Abdivet adamlarıyla hendeği geçer

Ve üç kez meydan okur sahabeye:

“Aranızda benim elimle cennete gitmek isteyen biri varsa çıksın”

Üçünde de Hz. Ali kalkar yerinden

Üçünde de Efendimiz tutar ellerinden

 

 

Sonunda kendi eliyle giyindirir zırhını

Kendi eliyle beline taktığı meşhur Zülfikar

Ve çıkarır mübarek sarığını Hz. Ali’nin başına bağlar

Allah’ın Arslanı yürürken düşmana

Nazlı Nebi’den içli bir dua yükselir semalara

“Ya Rab. Amcamın oğlu Ubeyde Bedir’de şehid oldu, Amcam Hazmaysa Uhud’da.

Geriye bir Amcaoğlu Ali kaldı. O’na yardım eyle. O’nu muhafaza buyur.

Beni de yalnız bırakma. ”

Peygamberin duası biter bitmez bir toz bulutu

Allah’ın Arslanı görünmez oldu

Ve Amr ikisi de görünmüyorlar, kılıç sesleri, naralar…

Çok sürmez birden kesilir sesler

Yavaş yavaş dağılan toz bulutu, yavaş yavaş beliren suret

Önce Zülfikar çıkar toz bulutundan sonra yeleleri toza bulanmış Arslan

Ve kükrer er oğlu er, kükrer Allahu Ekber..

Müşrikler anlar ki bu hendek kesinlikle geçilemeyecek

O zaman toplanır bütün kuvvetler on binlere varan sayılarıyla

Ellerinde ok ve yaylarıyla hep birden saldırıya başlar

Ne şiddetli bir gündü o, tam dört vakit secdeye uzanamadı başlar

Ne karanlık bir geceydi, kendi elini uzatsan göremiyordun

Karanlık böyle bir derecedeydi

İşte bu karanlıktan istifade eden azılı müşriklerden

Nefel bin Abdullah hendeği atlar, ama onu da Hz. Zübeyr haklar

Ve ayaklar.Titreyen ayaklar.

Peygamberin ordusunda ayakları titreyenler var

Ayakları titreyen münafıklar

Çünkü Ben-i Kureyza ahdinden dönmüş

Bugün savaşı bırakıp evlerine dönecekleri günmüş

Hadi Allah’ın Nebisi münafıkları anlar ya şu bazı Müslümanlar

Bahaneleri çoluk çocuk endişesiydi

Bir bir mazeret beyan edip döndüler gerisin geri

Oysa ölümüne biad etmemişler miydi?

Üç bin kişilik Peygamber ordusundan geriye kalan üç yüz arslan

Ama onlar da korkunun pençesindeydi

Önlerinde Ebu Süfyan ve müşrik ordusu arkalarında Ben-i Kureyza korkusu

Yağmur gibi yağan ok ve açlık ve soğuk

Açlık solgun bir renkle yüzleri gölgeliyor

Bakın bir sahabe Fahr-i Kainatın yanına geliyor

Güç yok, takat yok

“Varlığım sana feda olsun Efendim. diyor ve başını öne eğiyor.

“Dayanacak halim kalmadı, açım ya Resulallah.

Açlığımı bastırmak için midemin üstüne taş bağladım”

Ve kuşağını açıyor. Bir taş düşüyor toprağa.

Efendimiz önce taşa sonra hüzünle sahabeye bakıyor

Ve elini uzatıyor kendi kuşağını açıyor

Toprağa iki taş düşüyor

Sahabe gözleri yaşlı, Efendimize bakıyor

Hiçbir şey söylemeden karanlığa akıyor

Kolay değil, bir ay boyunca içtikleri su yedikleri hurma

Gündüzü açlıkla bitirdiler hendekte

Hendekte soğukla geçirdiler geceyi

Bir ay boyunca savaştılar

Ne bu düşmanın gideceği var ne de bu savaşın biteceği

Allah Resulü mübarek ellerini semaya uzattı

Ve dua.

Hayır. Dua değil beddua…

“Ey Kur’an’ı indiren. Hesabı en çabuk gören.

Kavim ve kabileleri bozguna uğratan Allah.

Şu kabileleri de hezimete uğrat. Sars onları Allahım.”

Dua biter bitmez yavaş yavaş çoğalan bir ses

Gökyüzünün karanlığından yeryüzüne doğru akan bir serinlik

Önce Sel dağının eteklerinden gücünü hissettirmeden

Âlemlere rahmet Peygamberin mübarek ellerinden öperek geçti

Sonra hendeğin üzerinde kuşandı azameti, kasırga adını aldı

Ve kendine mahsus hışmıyla müşrik ordusunun içine daldı

İki bin melekle inmişti yere. İki bin melek kalplere korku salmakla görevliydi

Düşmanın altını üstüne getirmekse kasırganın görevi

O kasırganın adı Gündoğusu’ydu ve zaten o tek başına, Allah’ın bir ordusuydu

Bir süre sonra durdu kasırga. Göklere çekildi melekler

Allah’ın Resulü o gecenin sabahı ashabıyla birlikte Medine’ye döndü

Şimdi hamd ve şükredilecek andı

Çünkü Hendek, Allah’ın yardımıyla zaferle noktalandı

Hatırlayın Ahzab suresindeki ayeti

“Ey Mü’minler. Üzerinize ordular gelmişti de biz onlara

Kasırga ve sizin görmediğiniz askerler göndermiştik.”

İşte o günü hatırlayın.

...


Bu Albümdeki Diğer Eserler:
Adın Geçer

Ümmüzer
oklar.gif (30×10)Hatırlayın (Hendek) - Şuan bu sayfadasınız
Seni Duydum  
Bekliyorlar

Öncümüzsün
Mahşer
İlk Yıldızlar
oklar.gif (30×10) Bu sayfayı Paylaş

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol